Bu dönemi adlandırmada genel kabul görmüş bir terim yoktur. “Çağdaş Müzik” veya “20. Yüzyıl Müziği” gibi adlandırmalar yapılabilse de, özellikle ikincisi, 20. yüzyılın ortalarında yaşamış olan Rachmaninov, Sibelius ve R. Strauss’u da kapsadığından dolayı uygun olmayabilir. “Yeni Müzik” terimi ise, bu müzik türünün felsefesini ve 19. yüzyıl romantizmine karşı olan arayışları daha iyi tanımlamaktadır.
Yeni Müzik, Alman-Avusturya romantizmine ve onun temsil ettiği her şeye bir başkaldırıyı simgeler. Besteciler, belli bir stile veya kalıba bağlı kalmadan, farklı teknikleri deneyerek başarılı eserler ortaya koymuşlardır. Örneğin, Erik Satie’nin “Like a Nightingale That Has a Toothache” ve “Three Pieces in the Form of a Pear” gibi eser adları, 19. yüzyılın romantik başlıklı senfonik şiirlerine bir tepki olarak görülmektedir.
1. Dünya Savaşı ve Cazın Etkisi
Dünya Savaşı sonrası bazı besteciler eserlerinde caz esintilerini de kullanmaya başladılar. Örneğin, Stravinsky’nin “Ragtime” (1918) ve Copland’ın “Two Blues” (1926) bu tür eserlerdir. Bilimdeki gelişmelerin etkisiyle radyo, konser salonlarına gidemeyen milyonları dinleyici haline getirmişti. Randall Thompson’un “Süleyman ve Belkıs Operası” da radyo istasyonları tarafından telif ödenerek yayınlanan eserler arasındadır.
Fonograf ve Televizyonun Etkisi
1929’dan itibaren sesli çekilmeye başlanan sinema filmleri, bestecilere yeni imkanlar yaratmıştır. Fonografın icadı, dünyanın en izole bölgelerinde bile insanlara müziği istedikleri repertuarla dinleme imkanı sağladı. Son olarak televizyon, kitle iletişimini en üst düzeye çıkarmış ve müziğin geniş kitlelere ulaşmasını sağlamıştır.
John Cage
John Cage, klasik müzik eğitimi almış bir bestecidir. Batı müziğinin ve bireysel anlatımın dışına çıkmak amacıyla, müziğinde teyp, plak kayıtları ve radyodan yararlanmıştır. Cage, müziği oluşturan tüm seslerin doğal bir sürecin parçası olduğunu kabul eder ve dinleyicileri, ses adına ne varsa hepsini algılamaya teşvik eder. Cage’in eserlerinden bazıları şunlardır:
Dört Dakika Otuz Üç Saniye (1952): Yorumcunun hiçbir şey çalmadığı eserdir.
Düşsel Manzara No:4 (1951): 12 radyo, 24 yorumcu ve bir orkestra şefi için bestelenmiştir.
Fontana Mix (1958) ve Ucuz Taklit (1969)
Béla Bartók
Macar besteci Béla Bartók, 1848-49 devriminin önderi Lajos Kossuth’un yaşamını anlatan senfonik şiirini 22 yaşında yazmıştır. Bartók’un eserlerinde halk müziği etkisi yoğun bir şekilde görülür. Kuzey Afrika gezisinden esinlenerek yazdığı İkinci Dörtlü’de (Opus 17) Arap motifleri kullanmıştır. 1936’da Türkiye’ye gelen Bartók, İstanbul’da araştırmalar yapmış ve Osmaniye’de göçerlerin müziğini taş plaklara kaydetmiştir.
Igor Stravinsky
Rus besteci Igor Stravinsky, “Ateş Kuşu” (1910), “Petruşka” (1911), “Bahar Ayini” (1913) ve “Orpheus” (1947) gibi bale müzikleriyle ünlüdür. Stravinsky, 20. yüzyıl müziğine asimetrik ritim kalıpları ve şaşmayan vuruş duygusu kazandırmıştır.
Arnold Schoenberg
Avusturyalı besteci Arnold Schoenberg, on iki ton müziğinin yaratıcısıdır. 1899 yılında yazdığı “Aydınlık Gece” adlı yaylı çalgılar altılısı, romantik bir yapıdır ve bestecinin sanat yaşamında önemli bir adımdır. Schoenberg, 1919 yılında tonaliteyi tamamen terk ederek on iki ton kompozisyon tekniğini geliştirmiştir. Bu türdeki ilk eserlerinden biri Opus 12 Piyano Süiti’dir.
Aaron Copland
Copland, caz ritimlerini müziğine dahil eden bir bestecidir. Stravinsky’nin etkisiyle klasik bir tarz geliştirmiştir. 1930’lardan itibaren, geniş bir dinleyici kitlesine hitap edebilmek amacıyla müziğini daha basit bir hale getirmeye çalışmıştır.
Edgard Varèse
Fransız asıllı ABD’li besteci Edgard Varèse, disonant ve temasız, ritim açısından asimetrik olan müziğini “uzaydaki ses cisimleri” olarak tanımlamıştır. Elektronik müziğe önem veren Varèse, Brüksel Dünya Fuarı için yazdığı “Elektronik Şiir” adlı eserinde sesin 425 hoparlörden yayılmasını planlamıştır.
Gustav Mahler
Avusturyalı besteci Gustav Mahler, modern müziğin gelişiminde büyük bir etki yaratmıştır. Eserlerinde ilerleyici tonalite, kromatik yapı, kontrapuntal yapı ve sürekli değişen temalar gibi modern teknikler kullanmıştır. Mahler’in müziği, bireyin ruhsal çalkantılarını ve insan hakları mücadelesini derinlemesine yansıtır.
Comments