1951 yapımı An American in Paris, sinema tarihinin en sevilen müzikallerinden biri olarak, aşkın ve sanatın göz alıcı dünyasında geçen bir başyapıttır. Gene Kelly’nin hem başrolünde olduğu hem de koreografisini yaptığı bu film, Paris’in enerjik ve sanatsal atmosferini yansıtır. Minnelli’nin yönettiği bu klasik, Amerikalı genç ressam Jerry Mulligan’ın Paris’teki hayatını ve burada tanıştığı Fransız balerin Lise Bouvier’ye olan aşkını anlatır. Jerry’nin sanatı, yaşamı ve yeni tanıştığı kişilerle kurduğu ilişkiler, filmin duygu dolu hikayesinin temelini oluşturur.
Hikayesi
Filmde Amerikalı ressam Jerry Mulligan, Paris’te hayallerinin peşinde koştururken Lise’e aşık olur. Bu ilişki, ona destek olan zengin sanat hamisi Milo ile yaşadığı ikilemlerle karmaşık bir hale gelir. Aşk, sanat ve Paris’in büyüsü içinde geçen film, komedi ve dramı harmanlayarak izleyiciye derin bir hikaye sunar.
Dans ve Koreografi
Filmin en dikkat çekici yanı, Gene Kelly’nin 17 dakikalık koreografik dans sekansıdır. Paris sokaklarında geçen bu sahne, tam anlamıyla bir görsel şölen niteliğindedir. Ressamlık, bale ve müziği bir araya getirerek adeta resim gibi işlenmiş dans sahneleri, filmi bir sanat eseri haline getirir.
George Gershwin’in Müziği
Film, George Gershwin’in 1928’de bestelediği aynı isimli eserini merkezine alır. Bu senfonik şiir, Paris’in enerjik ve coşkulu havasını hissettirirken, filmde “I Got Rhythm” ve “’S Wonderful” gibi Gershwin’in diğer klasikleri de yer alır. Bu müzikler Paris’in romantizmini ve karakterlerin duygusal yolculuğunu izleyiciye derin bir biçimde yaşatır.
Görsellik ve Estetik
Vincente Minnelli’nin yönetiminde Paris’in renkleri ve sokakları göz alıcı bir estetikle işlenir. Filmin canlı renkleri, Seine Nehri, sanat galerileri ve sokak cafeleri gibi detaylar, Technicolor’un gücüyle izleyiciyi adeta Paris’e taşır. Şehir, hem görsel hem de duygusal bir karakter olarak hikayenin içine işlenmiştir.
Başarıları ve Etkisi
Altı Oscar ödülü kazanan An American in Paris, müzikal filmler için büyük bir dönüm noktasıdır. Gene Kelly’nin ikonik performansı ve dans sahneleri, filmi klasikler arasına yerleştirirken Paris’in romantik hayal şehri imajını da pekiştirmiştir.
Bu film, aşk, sanat ve Paris’in büyülü atmosferini anlatan zamansız bir klasik olarak, müzikallerin sinemadaki gücünü bir kez daha hatırlatır.
KARABUDAK TUNCER
Comments